Uçak filosu 43 bin 430’a, yolcu sayısı 20 milyara yükselecek
7 mins read

Uçak filosu 43 bin 430’a, yolcu sayısı 20 milyara yükselecek

Necmi ÇELİK

Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı SAF, 2050 net sı­fır hedefinde en önem­li bir unsur. Hidrojen tekno­lojilerine bağlanan umut ise 2050’lere ertelenmiş görü­nüyor. Yolcu uçakları yüzyı­la yakın bir zamandır, ‘kero­sen’ olarak adlandırılan jet ya­kıtı ile uçuyor. Şimdi ise yeni nesil sürdürülebilir havacılık yakıtları (SAF) havacılık en­düstrisinin karbon emisyon­larını 2050 yılına kadar yarı­ya indirme potansiyeline sa­hip bir unsur olarak görülüyor.

Havacılık sektörünün insan kaynaklı toplam karbon emis­yonlarına katkısı yüzde 2-3 olarak hesaplanırken, SAF kullanımının geleneksel jet yakıtına oranla yüzde 80’e yak­laşan oranda daha az karbon salınımı yarattığına dikkat çe­kiliyor. SAF, bugün havacılık­ta kullanılan toplam yakıt tü­ketiminin ancak yüzde 0,2’ini oluşturuyor ve en büyük sorun SAF’ın çok sınırlı bir üretim miktarına sahip olması ve arz sorunu nedeniyle fiyatının da yüksek seyretmesi.

Az yakıt tüketen yeni nesil uçakların oranı yüzde 30

Havacılıkta ve hava alanla­rında karbon salınımını azalt­ma ve karbon ayak izini dü­şürmeye yönelik her havayolu şirketi ve her havaalanı kendi bağımsız planını uyguluyor. Uçak üreticisi kuruluşlar yol­cu/kilometre başına yakıt tü­ketimini düşürmeye çalışıyor.

Batı yapımı yeni nesil uçak­lar sayesinde yakıt verimliliği 1990’a kıyasla yaklaşık yüzde 25 artmış durumda. Daha az yakıt tüketen yeni nesil uçak­lar toplam filonun 2017 yılın­da yüzde 3’ünü ve 2019’da da yüzde 15’ini oluştururken, bu oran 2023’te toplam filonun yüzde 30’una kadar ulaştı. Daha fazla yakıt tüketen eski modeller yeni teknoloji ürü­nü uçaklarla yer değiştirdik­çe toplam filonun orta vadede tümü yenilenmiş olacak.

Fosil yakıtlara bağımlılık ne kadar sürecek?

Sürdürülebilirlik bü­yük ölçekli her hava yolu şirketinin ve önde gelen her havalimanının büyüme stra­tejilerinde önemli bir başlık.

Ancak gerek taşınan yükün miktarı ve havacılığın doğa­sı ve kat edilen mesafelerin uzunluğu dikkate alındığın­da havacılık sektörünün fosil yakıtlara bağımlılığını uzun bir dönem daha sürdürece­ği açık. Sektör 2050 için sıfır karbon hedefini belirlemiş olsa da bu hedefe ne ölçüde ulaşılacağını kestirmek güç. Gerek hedeflenen yolcu sa­yıları gerek kargo miktarları gerekse uçak filolarında ön­görülen büyüme planları ha­vacılık sektörünü karbonsuz­laştırmanın güçlüğüne işa­ret ediyor.

Yapılan tahminler uzun dönemli bir hedef ola­rak yolcu sayısının yıllık baz­da yüzde 3,3 ve kargo hacmi­nin de yüzde 3,1 büyüyeceği­ne işaret ediyor. Uçak filosu ise mevcut durumda toplam­da 24 bin 260 adete çıkmış durumda. 20 yıl sonra ise fi­lonun yaklaşık 2 katın üze­rinde büyüme kaydederek 48 bin 430 adete ulaşacağı hesaplanıyor. Bu rakam içinde yeni teslim edi­len uçak sayısı da 42 bin 230 olacak.

Gelecek 20 yılda dünyada toplam yol­cu trafiğinin yıllık bazda 20 milyarı geçeceği öngörülü­yor. Bu büyümeye uygun ola­rak yolcu uçağı sayısının da her yıl önemli bir artış kay­detmesi bekleniyor. Kar­bonsuzlaştırmada en önem­li adım sürdürülebilir hava­cılık yakıtı. 2050 hedefine ulaşmada SAF’tan beklenen katkı yüzde 65 düzeyinde. Havaalanlarındaki operas­yonlarda yapılacak verimli­lik ve çevreci uygulamaların katkısı da yüzde 13 olarak he­saplanıyor. Havaalanların­dan beklenen katkı ise yüz­de 2-3 arasında öngörülüyor.

Hidrojen teknolojilerine yatırımlar sürüyor

İstanbul’da Temmuz ba­şında gerçekleşen ACI Euro­pe toplantısı ilginç veriler ortaya çıkardı. Birinci konu olarak havacılık sektörünün karbon salınımı konusunda havaalanlarının mütevazi bir payı olduğuna dikkat çekilir­ken, ikinci başlık olarak da bü­yük umut bağlanan hidrojen bazlı yakıt çözümlerinin taşı­dığı kompleks yapı nedeniyle 2050’den önce sektöre köklü bir etkisi olamayacağı kayde­dildi.

Özellikle yenilenebilir kaynaklardan elde edilen hid­rojene havacılık sektörü daha büyük önem veriyor. Hem Bo­eing’in hem de Airbus’un hid­rojen teknolojilerine sürdü­rülebilirlik kapsamında yatı­rımları bulunuyor. Hidrojen teknolojileri yanı sıra elekt­rikli ve hibrit uçak projeleri de 2030’lı yılların havacılıkta il­ham verici uygulamalar ola­rak önemli bir gündem mad­desi olmaya devam edecek.

Airbus ve Havalimanları Konseyi SAF için iş birliğine gidiyor

İki büyük uçak üreticisi firmasından biri olan Airbus ve dünya çapında 2 bin 470 havalimanını çatısı altında toplayan Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI) endüstrinin havacılığın çevresel etkisini azaltma çabalarını desteklemek için bir işbirliği anlaşması imzaladı. Bu iş birliği Sürdürülebilir Havacılık Yakıtları (SAF), hidrojen teknolojileri, yer hizmetlerinde operasyon verimliliği ve uçak gürültü yönetimine öncelikli olarak odaklanmayı amaçlıyor.

Airbus Sürdürülebilirlik Direktörü Julie Kitcher, ”Bu ortaklık, havacılığın çevresel etkisini azaltmaya yönelik ortak çabalarımızda önemli bir adımı işaret ediyor. Teknolojik uzmanlığımızı ACI Dünyasının geniş ağı ve operasyonel anlayışlarıyla birleştirerek, sürdürülebilir havacılığı destekleyen ve endüstri çapında yeniliği yönlendiren politikaları ve standartları etkilemeyi hedefliyoruz. Birlikte, karbondan arındırma hedeflerimize ulaşmak ve küresel havacılık sektörünün sürdürülebilirliğini artırmak için uyumlu bir yaklaşım oluşturabiliriz” dedi.

ACI World Genel Direktörü ve CEO’su Luis Felipe de Oliveira ise şunları söyledi: “Airbus ve ACI World’ün çığır açan iş birliği anlaşması, net sıfır karbonlu havacılık endüstrisine doğru yolculuğumuzda önemli bir adımı işaret ediyor. Bu stratejik ittifak, dünya çapındaki havalimanlarının sürdürülebilir havacılığa sarsılmaz bağlılığının altını çizerek, yalnızca çevresel etkimizi azaltmakla kalmayıp aynı zamanda hava yolculuğunun sosyo-ekonomik faydalarını da en üst düzeye çıkarmamızı sağlıyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir