AKP‘li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saray’daki Atatürk’ü Anma Töreni‘nde konuştu.
“MİLLİ MÜCADELE RUHUYLA SÜRDÜRÜYORUZ”
Erdoğan’ın konuşmasında satır başları şöyle:
“Ülkemizin büyümesi, devletimizin güçlenmesi, milletimizin birlik ve beraberliği için çalışan herkese şükranlarımı sunuyorum.
Cumhuriyetimizin kurulması için gayret gösteren herkesi şükranla anıyorum. Gazi Mustafa Kemal’in vasiyeti olan ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarma mücadelesini milli mücadele ruhuyla sürdürüyoruz.
“DÜN GARDIROP ATATÜRKÇÜLERİ…”
Türkiye, dün ‘Gardırop Atatürkçüleri’, bugün de ‘Sosyal medya Atatürkçüleri’ olarak ifade edebileceğimiz kesimden çok çekmiştir.
Hamdolsun, Türkiye bu zihniyete rağmen önüne çıkan zorlukları aşarak, demokrasi ve kalkınma yolculuğuna devam ediyor.
Salgından depreme, bölgesel çatışmalardan, küresel krizlere nice sıkıntıların üstesinden, tüm dikkatimizi büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolunda seferber ederek geliyoruz.
Türkiye Yüzyılı’nın yükselişini hep beraber göreceğiz. Atatürk’ü gerçek manada anmanın, mirasına sahip çıkmanın işte böyle olacağını görüyoruz.
Türkiye’nin son iki asrı, anayasal zeminde yeni, kapsayıcı, halka dayanan yönetim arayışlarıyla geçmiştir. Bir hayli sancılar yaşandı. Bu sürecin en önemli dönüm noktası, zaferle neticelenen milli mücadelenin ardından Cumhuriyet yönetimine geçilmesidir.
Sadece yönetim sistemiyle birlikte devletin adı değişmiştir. Bu topraklardaki devlet varlığımız Anadolu Selçuklu ile başlar, kesintisiz olarak günümüze kadar gelir.
FİLİSTİN-İSRAİL ÇATIŞMASI: “SABRIMIZI ZORLUYORLAR”
Filistin halkının topraklarını zorla gaspedenler, geçmişi 75 yılı ancak bulan, meşruiyetini bizzat kendi faşistlikleriyle tartışmalı hale getirdikleri bir devlet inşa etmeye çalışıyor.
Ülkemiz topraklarını da içeren Vadedilmiş Topraklar hezeyanıyla nükleer silah kullanma tehditleriyle, sabrımızı zorluyorlar.
Henüz doğmamış bebeklerden masum çocuklara, mazlum kadınlara kadar on binlerce insanın yitip giden canlarının hesabı elbette sorulacak.
“GAZZE HALKININ İRADESİNE DESTEK VERECEĞİZ”
Bu zalimlerin her biri, onlara verdikleri destekle aynı suça ortak olanlar, tarih önünde mutlaka yargılanacaktır. Türkiye olarak bu işin öncülüğünü biz yapacağız. Dünyada devletlerin ve yönetimlerin önemli bir kısmı, yaşanan zulme gözlerini kapatıyor olabilir. Bu ülkelerin halklarının vicdanlarından yükselen seslerin artması, insanlığın geleceği adına bizi umutlandırıyor.
Gazze halkının topraklarını terk etmeme iradesine sonuna kadar destek vereceğiz. Vatanlarını, canlarını ve namuslarını koruma mücadelesi veren Filistin halkının can ve mal güvenlikleri sağlanana kadar hakkı söylemekten vazgeçmeyeceğiz.
“AB, TÜRKİYE’NİN KAPISINI ÇOK ÇALACAK”
Avrupa Birliği içine düştüğü stratejik körlükten kurtulma umudunu giderek yitirmektedir. Umudunu giderek yitiren AB, Türkiye’nin kapısını çok çalacaktır.
YENİ ANAYASA ÇIKIŞI!
Yapılan önce değişikliğe rağmen, güçler ayrılığı ve güçlerin kendi içlerindeki dengeye ilişkin sorunların sürekli önümüze çıkıyor olması, yeni anayasa talebimizin haklılığının işaretidir. Yargı kurumlarının kararları da tartışılabilir. Türkiye’de, yüksek mahkemeler dahil hiçbir organ, hiçbir kurum layüsel değildir, eleştirilemez değildir.
“TARAF DEĞİL, HAKEMİZ”
Yargı tartışmasında taraf değiliz, hakemiz. Son tartışmaya kimin haklı, kimin haksız olduğundan ziyade, bu hadisenin işaret ettiği ihtiyaçların bir an önce giderilmesi için neler yapılması gerektiği zaviyesinden bakıyoruz. Bu açıdan baktığımızda da karşımıza, ülkemizi yeni anayasaya kavuşturma ihtiyacının gerekliliği çıkıyor.
İnşallah bu hususta, Meclis’te gereken anlayış birliğine ulaşılarak, yeni anayasa çalışmaları en kısa sürede başlatılır. Hem yüksek yargı kurumlarımızın temsilcileri, hem bu konuda yetkinliği herkesce kabul edilen hukukçularımızla görüşerek meseleye hal yolu bulacağız.
Gerekirse Anayasa ve yasa değişiklikleri dahil tüm yöntemleri kullanarak tekrar böyle bir tartışmanın ortaya çıkmaması için gerekenleri yapacağız.”