İşkenceyle esirlerin hayatını karartıyor
6 mins read

İşkenceyle esirlerin hayatını karartıyor

İsrail ordusunun 21 Mayıs’ta Batı Şeria’nın Cenin kentine yönelik düzenlediği baskınlarda yaralayıp tutukladığı Wafaa Jarrar(49), serbest bırakıldı. Aktivist ve Hamas yetkilisi Abdul Jabbar Jarrar’ın eşi olan Wafaa Jarrar’ı, idari gözaltı emri çıkarıldıktan 2 gün sonra serbest bırakan işgalciler, tutukluluk sürecinde ağır işkenceler uyguladı. Terör devleti İsrail’in 7 Ekim 2023’ten itibaren Gazze’ye yönelik saldırılarının artması işgal altındaki Batı Şeria ve çevresindeki gerilimi de yükseltti. Batı Şeria’da tutuklu sayısı 8 bin 975’e ulaşırken Gazze’de tutuklanan 36 Filistinlinin ise hapishanelerde can verdiği bildirildi.

Wafaa Jarrar

İKİ BACAĞI KESİLDİ

Batı Şeria’daki hastaneye sevk edilen Jarrar’ın oğlu Huthaifa Jarrar, annesinin geçtiğimiz Pazartesi günü iki bacağının kesildiği için acılar içinde kıvrandığını söyledi. Oğul Jarrar, İsrail’in yaptığı işkencelerin sorumluluğundan kaçtığını belirtirken, Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Örgütü (EURO-MED) konuya ilişkin rapor hazırladı. Raporda, ağır işkence gören Wafa Jarrar’ın yaşadığı tüm zorlukların sebebinin işgalciler olduğuna vurgu yapıldı. Cenin’deki evinden askeri operasyonla tutuklanan Wafaa Jarrar, askeri aracın içindeyken meydana gelen patlamada ağır yaralanmış ardından yaralı mahkum 4 saat gözaltında tutulmuştu. Kendisi hakkında idari gözaltı kararı çıkartan İşgalciler, ağır yaralı olan Jarrar’ı serbest bıraktı. Gözaltında tutulduğu sırada yaşadığı işkenceler iki bacağının kesilmesine, akciğerlerinin ve omurgasının da hasar görmesine neden oldu.

YANAN CİPTE DÖRT SAAT TUTTULAR

EURO-MED’in incelemelerine göre İsrail ordusunun Jarrar’ı bir gözaltı veya soruşturma merkezine nakletmeden askeri cipte 4 saat boyunca alıkoyduğu, operasyon esnasında araçlara patlayıcı atılmasına müsaade ettiği ve o esnada kasıtlı olarak Jarrar’ı olası ölüm ve yaralanmaya karşın araçta tuttuğu belirlendi. EURO-MED’e konuşan Jarrar’ın oğlu Huzeyfe Jarrar, “İsrail ordusu, evimizi kuşattıktan ve evin etrafındaki kameralara ateş ettikten barbarca evi basıp annemin kimlik kartını ve altınlarını istediler. Evi tamamen darmadağın edinceye kadar yıkmaya başladılar. Bütün odalara Davut Yıldızı çizip, dolapları kurcaladıktan sonra iç çamaşırlarını salladılar, sonra da ‘Sizi çiğneyeceğiz’ diyerek üzerlerimize koştular. Askerler annemi tutuklamaya götürdüler. Komşuların görüş alanında olmayan kameralarından biri, annemin tutuklanmasını ve askeri cipte binişini saat 6.25’te kaydetti. Akşam saat 12 sıralarında Cenin’de büyük bir patlama meydana geldiği ve bir kadın askerin yaralandığı haberi gelmeye başladı. Haber, askeri cipte bulunan Filistinli bir tutuklunun ağır yaralanarak tedaviye sevk edildiği haberiyle değiştirildi. O gün gözaltına alınan tek mahkum annemdi. Hayfa’daki Rambam’a nakledildi. Ertesi gün sabah İsrail ordusu, Cenin’de meydana gelen patlama ve Filistinli bir tutuklunun yaralandığı yönünde bir açıklama yaparak, askerler arasında herhangi bir yaralanma olmadığını öne sürdü.”

ÖLDÜRMEK İÇİN HER YOLU DENEDİLER

Jarrar sözlerini şöyle noktaladı: “Avukat hastaneye girene kadar ve sıkı askeri kontrol uygulanarak hastaneye girdik. Sağlık personelleri askerler tarafından herhangi bir bilgi veya fotoğrafın sızdırılmaması yönünde tehdit edildi. Akşam avukat onu gördü ve yoğun bakımda olduğunu ve durumunun stabil olduğunu, bacaklarının yaralandığını, ampütasyonun yapılmadığını ve şu anda tomografi çekileceğini söyledi. Ardından annem ameliyata girdi fakat yetkililer bizimle iletişime geçerek ameliyatın başarısız geçtiğini söyledi ve annemin bacaklarının kesilmesi için bizden kağıt imzalamamız istendi. Doktorlar, ampütasyon yapılmazsa durumun gelişeceğini, kan zehirlenmesi ve kangren oluşacağını ve bunun da onun ölümüne yol açabileceğini söyledi. Aynı zamanda kaburgaları kırıldı ve felç oldu. Buna akciğerlerindeki morluklar neden oldu ve bir solunum makinesi takıldı. İşgalciler annemin nakledilmesini isteyerek bu olanlardan sorumlu olmadıklarını belirtiyordu. Annemin yoğun bakımda olması, doktor olmadan nakledilmesi nedeniyle sağlık durumunun kötü olması hayatına kast edildiğinin gösteriyor. Ardından bir ambulans ve bir doktorla birlikte kontrol noktasından Filistinli sağlık ekipleri annemi İbn Sina Hastanesi’ne nakletti.”

İşkence altında 36 ölü

İşgalci İsrail ordusunun Associated Press (AP) haber ajansına gönderdiği açıklamaya göre, İsrail ordusu tarafından 7 Ekim 2023’ten beri Gazze’nin çeşitli bölgelerinde alıkonularak tutuklama merkezlerine gönderilen 36 Filistinlinin burada hayatını kaybettiği ifade edildi. Tutukluların işkence altında öldüğü belirtilirken İsrail’in bu açıklamayı esir takası öncesi tutukluları belirlemek için yaptığı tahmin ediliyor.

Batı Şeria’da toplam tutuklu: 8 bin 975

Kudüs’teki gelişmeleri dünya kamuoyuna aktaran yerel kaynaklardan Başkent Ağı’nın (Şebeketu’l Asime) verdiği bilgiye göre, İsrail ordusuna bağlı kuvvetler Mayıs ayında Kudüs’te iki Filistinli öldürürken 13 kez Filistinli direnişçilerle çatıştı. İşgal güçlerinin geçtiğimiz ay boyunca Kudüs’te 56 Filistinliyi gözaltına aldığına işaret edilen haberde, bunlardan 16’sı hakkında hapis kararı verildiği ve 27’si hakkında ise idari hapis cezası verildiği ifade edildi. Öte yandan, işgal ordusu dün de Kudüs ve Cenin’de 20 Filistinliyi daha gözaltına alırken Filistin Haber Ajansı’na (WAFA) göre, Batı Şeria genelinde 7 Ekim 2023’ten beri gözaltına alınan Filistinli sayısı 8 bin 975’e ulaştı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir