Welcome to Our Website

Beyaz altın fışkırıyor, herkes onu arıyor! Petrol, doğalgaz artık para etmeyecek

Doğalgaz ve petrolü tahtından indiren rezerv! Küresel maden rezervlerinin yaklaşık yüzde 30’una sahip kara kıtadan gelen gelişmeler dünyayı heyecanlandırıyor.

Yıllarca Batı sömürgesinde doğal kaynakları sömürülen Afrika, işlenmemiş ve yeni keşfedilen yer altı kaynaklarıyla uluslararası güçlerin dikkatini çeken kıta konumunu koruyor. Petrol, doğalgaz, elmas ve altın gibi zenginliklere sahip Afrika, günlük hayatta kullanılan pek çok eşyanın üretiminde ihtiyaç duyulan kobalt, lityum ve bakır gibi kaynakları da sınırlarında barındırıyor.

Ayrıca Güney Afrika ülkeleri elmas, altın ve platin, Batı Afrika ülkesi Gine boksit, Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC) kobalt, Gana ise altın üretiminde öne çıkan ülkeler arasında bulunuyor ve kıtanın en fazla altın üreten ülkesi ünvanını koruyor. Botsvana, Güney Afrika, Angola, Namibya ve Lesotho gibi Afrika ülkeleri küresel çapta elmas üretiminin yaklaşık yüzde 60’ını karşılıyor. Dünyada altın madeni üretimindeki payı ise yaklaşık yüzde 20.

Öte yandan otomotiv sanayisi, elektronik ve sağlık gibi birçok sektörde en çok ihtiyaç duyulan kaynaklardan platinin dünyadaki en büyük üreticisi olan Afrika kıtası, küresel çapta üretimin yaklaşık yüzde 92’sini karşılarken, Güney Afrika ise Afrika kıtasındaki toplam üretimin yüzde 95’ini karşılıyor. Seramik, cam ve çimento gibi diğer endüstriyel ürünler başta dünya alüminyum üretiminin yüzde 90’ı boksitten karşılanırken, Afrika’daki boksit üretiminin 95’ine sahip Gine, dünyanın ilk 4 boksit üreticisi arasında bulunuyor.

Cam, pil, seramik, oto boyası, ilaç, petrokimya ve elektronik endüstrisinde kullanılan manganezde Gabon, dünyanın en büyük 2’nci yatağına sahip ve dünyanın 3’üncü büyük üreticisi konumunda.

İstanbul Teknik Üniversitesi Cevher Hazırlama Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Afrika kıtasının küresel maden rezervlerinin yaklaşık yüzde 30’una sahip olduğuna ve küresel maden üretiminin sadece yüzde 8’ini temsil ettiğine dikkati çekti.

Afrika maden rezervlerinin aranması ve üretimi açısından çok önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen, maden arama faaliyetleri oldukça düşük seviyelerde kalmakta diyen Özer, “Kanada, Avustralya ve Latin Amerika’da metrekare başına yapılan arama harcamaları 65 ABD doları seviyelerinde iken, bu değer Afrika için arama faaliyeti harcamaları kilometrekare başına 5 ABD dolarının altında kalmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Sözlerine devam eden Özer, Afrika’da üretilen minerallerin çoğunun herhangi bir alt işleme tabi tutulmadan ihraç edildiğini ve bu durumun potansiyel katma değeri azalttığını belirterek, doğal kaynakların bolluğunun, Afrika’da arzu edilen sürdürülebilir ekonomik büyümelere dönüşemediğini söyledi.

Gelecekte petrol ve doğalgazdan daha fazla ihtiyaç duyulacağı tahmin edilen lityum madeni arayışında Zimbabve, Afrika’da en çok lityum üreten ülke konumunu koruyor. “Beyaz altın” olarak da bilinen lityum, elektrikli arabalar, cam ve seramik sektörü ile bilgisayar ve cep telefonu üretiminde kullanılıyor.

Kıta dışı maden şirketlerinin lityum talebi nedeniyle Zimbabve hükümeti 2023’te lityum ihracatını yasaklayarak kendi toprakları içinde işlenmesini şart koştu. İçerdiği mineraller sayesinde işlem gördükten sonra cep telefonu ve tablet gibi taşınabilir elektronik cihazlarda kullanılan koltanın yaklaşık yüzde 80’ini tek başına KDC üretiyor. Bu ülke ayrıca Afrika’nın en büyük endüstriyel elmas üreticisi pozisyonunu koruyor.

Elektrikli araçlarda ve diğer elektronik aletlerdeki lityum-iyon bataryalarda kullanılan kobalt madeninin yüzde 70’inden fazlası da KDC’de üretilirken ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezine göre KDC, 2021’de dünyadaki 170 bin tonluk kobalt üretiminin 120 binini tek başına yaptı. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre Afrika, dünya kobalt rezervlerinin yüzde 55’ine sahip.

Nükleer yakıt olarak kullanılan uranyum kaynağında Nijer ve Namibya önemli bir paya sahip. Dünyadaki uranyum üretiminde 4’üncü sırada Nijer, 5’inci sırada ise Namibya geliyor. Afrika kıtası hem kuzeyde hem de Sahra Altı’nda devam eden petrol üretimi ve çıkarılmayı bekleyen rezervleriyle dünya enerji piyasasının önemli oyuncularından biri olma yolunda ilerliyor.

Kıta genelinde Libya, Nijerya, Angola, Cezayir ve Mısır petrol rezerv miktarına göre ilk 5 ülke olarak sıralanıyor. Libya, petrol rezerviyle kıtanın en fazla petrolüne sahip ülkesi. Nijerya ikinci ve Angola da üçüncü sırada bulunuyor. Kıtada en fazla petrol üretimini ise Nijerya yapıyor. Öte yandan Zimbabve gibi ülkelerde yeni petrol ve doğal gaz rezervleri keşfediliyor.

Son yıllarda 23 milyar ton kömür keşfedilen Mozambik, sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) üretiminde Cezayir, Mısır ve Nijerya ile öne çıkıyor. Afrika zenginlikleriyle öne çıksa da yolsuzluk, dev şirketlerin yaptığı gizli ve uzun vadeli anlaşmalar, çatışmalar ve siyasi krizler nedeniyle söz konusu kaynaklardan elde edilen gelirler halka yansımıyor. İsviçre merkezli sivil toplum kuruluşu Swissaid’in “Afrika Altınının İzinde” adlı raporunda, kıtada yıllık ortalama 321 ila 474 ton kayıt dışı altın üretildiği ve 2022’de en az 435 ton altının kıta dışına kaçırıldığı kaydedildi.

Kaçırılan tonlarca altın Afrika ülkeleri için gelir kaybına neden olurken yolsuzluk, yönetim krizleri ve silahlı çatışmalar bu kaybı derinleştiriyor.KDC’de kayıt dışı madenlerde başta çocuklar olmak üzere milyonlarca kişi çalışırken, maden alanlarındaki kötü koşullar insan hakkı ihlallerini de beraberinde getiriyor. Birçok kişi kobalt madenlerinde can verirken Apple, Google, Tesla, Microsoft ve Dell gibi firmalara karşı davalar açılıyor. Öte yandan Afrika kıtasının petrol ve doğalgaz zengini ülkesi Nijerya’da son zamanlarda artan petrol hırsızlığı ve boru hatlarına yönelik sabotajlar nedeniyle ülke bütçesi milyarlarca dolar zarar ediyor. Libya ise en fazla petrol kaynağına sahip olsa da ülkedeki istikrarsızlık nedeniyle yeterli üretim yapılamıyor.

Öğretim üyesi Özer, 21’inci yüzyılda teknolojinin hızla gelişmesi ve akıllı telefonlar ile internetin yaygınlaşmasıyla Çin, Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerin maden alıcısı veya yatırımcısı olarak Afrika madenciliğine giriş yaptığını vurgulayarak, Afrika ülkelerinin bağımlılığını ve eşitsizlikleri daha fazla yerleştirmek yerine Afrika’ya faydalı stratejileri geliştirmek ve Afrika ülkelerinin sürdürülebilir kalkınmasını sağlayacak adımlar atmak amacıyla “Afrika Madencilik Vizyonu”nun (AMV) 2009’da Afrika Birliği zirvesinde devlet başkanları tarafından kabul edildiğini belirtti.

Özer son olarak, “Bölge ülkelerinin kara yolu, demir yolu, liman ve enerji gibi en temel altyapıya yönelik talepleri karşılayamaması, siyasi ve yönetim istikrarsızlığı, iç savaşlar ve güvenlik problemleri bölgeye yapılması planlanan yatırımlar için en temel sorunlardır. Özellikle oldukça stratejik ve ekonomik öneme sahip ham madde kaynaklarına sahip bölge üzerinde Çin’in oldukça önemli girişimlerinin olması ile birlikte ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri bu bölge kaynaklarının üretiminde aktif rol oynamak için önemli adımlar atmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir