Her 30 saniyede 1 kişi akciğer kanserinden ölüyor
5 mins read

Her 30 saniyede 1 kişi akciğer kanserinden ölüyor

Her 30 saniyede 1 kişi akciğer kanserinden ölüyor

Akciğer kanserinin dünyada en fazla ölüme yol açan kanser türü olduğuna dikkat çeken VM Medical Park Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ergün Tozkoparan, “Akciğer kanseri erkeklerde kolon (kalın bağırsak) ve prostat kanserinden, kadınlarda ise meme kanserinden daha fazla ölüme neden olur. DSÖ verilerine göre 2020 yılında 1,8 milyon kişi akciğer kanseri nedeniyle öldü. Yaklaşık her 30 saniyede 1 kişi akciğer kanserinden ölmektedir” dedi.

Akciğer kanserinin en önemli risk faktörünün aktif sigara içmek olduğunun altını çizen VM Medical Park Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ergün Tozkoparan, “DSÖ’ye (Dünya Sağlık Örgütü) göre 2020 yılında dünyada 2,2 milyon yeni akciğer kanseri tanısı konuldu. Akciğer kanseri erkeklerde prostat, kadınlarda meme kanserinden 3 kat daha ölümcüldür” açıklamasında bulundu. 

Sigaranın tüm akciğer kanserlerinin yüzde 90’nından sorumlu olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ergün Tozkoparan, “Diğer risk faktörleri pasif içicilik, çevresel toksik madde maruziyeti (asbest, radon gazı vb), hava kirliliği, ailesel kanser sendromları ve daha önceki kronik akciğer hastalıkları sayılabilir” diye konuştu. 

AKCİĞER KANSERİNİN BELİRTİLERİ

Bir çok akciğer kanseri türünün hastalık ilerleyene kadar çok belirgin semptom oluşturmadığını ifade eden Prof. Dr. Ergün Tozkoparan, en sık rastlanan semptomları şu şekilde sıraladı:

  • Öksürük (özellikle 1 aydan daha fazla devam eden inatçı öksürükler),
  • Balgam çıkarma (özellikle kronik sigara içimine bağlı oluşan balgamın niteliğinde, miktarında, renginde ve kıvamında değişiklik olması),
  • Göğüs ağrısı,
  • Nefes darlığı,
  • Kanlı balgam,
  • Yorgunluk,
  • Nedeni belli olmayan kilo kaybı,
  • Sık tekrarlayan akciğer enfeksiyonları. 

 

KORUNMANIN YOLU SİGARAYI BIRAKMAKTAN GEÇİYOR

Akciğer kanserinden korunmak için yapılması gereken en önemli tedbirin sigara içilmemesi ve içiliyorsa sigaranın bırakılması olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ergün Tozkoparan, “Sigara bırakıldıktan 15 yıl sonra akciğer kanserine yakalanma riski hiç içmemişlerle aynı düzeye iner” dedi. 

PAKET- YIL HESABINA GÖRE RİSKİNİZİ HESAPLAYIN

Sigara içim yoğunluğunu belirlemek için paket-yıl kavramı geliştirildiğini dile getiren Prof. Dr. Tozkoparan şunları söyledi: 

“Günde ortalama içilen sigara paketi sayısı ile toplam içilen yıl sayısı çarpılır. Örneğin, bir kişi 20 yıldır günde 2 paket sigara içiyorsa, sigara içim yoğunluğu 40 paket-yıldır. Otuz yıldır günde yarım paket içen birinin ise 15 paket-yıldır. 20 paket-yıl sigara içiminden sonra akciğer kanserine yakalanma riski belirgin düzeyde artar. Ayrıca pasif içicilik çevresel kanserojenlere (asbest ve diğer belirli kimyasallar) ve hava kirliliğinden de sakınmak gerekiyor.”

GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ HAYATİ ROL OYNUYOR

Tanı için öncelikle görüntüleme yöntemlerinden akciğer filmi, bilgisayarlı göğüs tomografinin; gereken olgularda ise MR ve PET tetkiklerinin de yapılması gerektiğinin belirten Prof. Dr. Tozkoparan, “Görüntüleme yöntemlerinde akciğer kanseri açısından kuşkulu bir bulgu saptanırsa kanser tanısını kesinleştirmek, alt tipini belirlemek ve gerekirse kanser dokusunda tedavide ışık tutacak genetik testlerin yapılabilmesi için biyopsi işlemi planlanır. Biyopsi genellikle bronkoskopi olarak adlandırılan akciğer endoskopisi ile ya da tomografi rehberliğinde göğüs duvarında akciğere ulaşılan iğne ile yapılır. Ayrıca akciğer kanserinin evrelemesinde PET-BT denilen görüntümle yöntemi ve hem tanı hem de evrelemede EBUS (endobronşiyal ultrasonografi) yöntemleri de kullanılır” ifadelerini kullandı. 

EN SIK KULLANILAN YÖNTEMLER

Prof. Dr. Ergün Tozkoparan, akciğer kanserinin tedavisinde uygulanan yöntemleri şu şekilde sıraladı:

  • Cerrahi tedavi,
  • Radyoterapi,
  • Kemoterapi,
  • Hedefe yönelik tedavi (akıllı ilaçlar),
  • İmmünoterapi

YÜZ GÜLDÜRÜCÜ TEDAVİ 

Cerrahi tedavinin genellikle erken evrede göğüs boşluğu ve vücudun diğer bölgelerine yayılmamış olgularda kullanıldığını ve en yüz güldürücü tedavi olduğunu belirten Prof. Dr. Tozkoparan, “Erken evre olgularda cerrahi tedavi tek başına yeterli olurken, bazı olgularda cerrahi tedavi öncesi ya da sonrasında kemoterapi ve/veya radyoterapi uygulanabilmektedir. Evresi ilerlemiş hastalıkta genellikle kemoterapi ve radyoterapi uygulanır. Genetik çalışmalarda belirgin gen mutasyonları olan akciğer kanseri olgularında sadece mutant kanser hücrelerine etki eden hedefe yönelik tedavi, halk arasındaki deyişe göre akılı ilaçlar kullanılabilir. İmmünoterapi ise daha çok metastatik akciğer kanserlerinde kullanılır ve immün (bağışıklık) sistemi uyararak tümör hücrelerine saldırması amaçlanır” diyerek sözlerini sonlandırdı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir